Ch'i-tan İsyanı'nın Gök-Türk ve Çin Askerleriyle Bastırılması

a- Ch'i-tan İsyanı'nın Gök-Türk ve Çin Askerleriyle Bastırılması

Mukan Kagan zamanında Gök-Türklere tabi olan Ch'i-tanlar,
Işbara devrinde devletin zayıflaması neticesinde isyan etmişlerdi.
Tou-lan ve Tardu Kaganların ortadan kalkması,
yerlerine Çin destekli zayıf Ch'i-min'in Doğu Gök-Türk devleti tahtına oturması üzerine
serbest kalan ve kuvvetlenen Ch'i-tanlar,
Çin'in Yıng eyaletini işgal ettiler.
Sui hanedanı aniden gelişen bu tehlikeli durumu kendi askerleri yerine
Gök-Türklerinkini kullanarak önlemek istedi.
Çünkü bir bozkır kavmi olan Ch'i-tanlar savaş karakteri yönünden
Gök-Türklere benziyordu.
Zaten Sui imparatorluğuna bağlılığını defalarca bildirmiş olan Ch'i-min Kagan
derhal yirmi bin asker çıkararak,
Çinli kumandan Wei Yün-ch'i'nin emrine verdi.
Çinli general yirmi bin kişiyi dört ayrı kola ayırdı.
İleri harekata başlayan bu ordu uyumlu değildi.
Gök-Türk askerleri, Çinli generalin taktiklerini beğenmemişlerdi.
Bu uyumsuzluk devam ederken,
kendini tutamayan Ho-kan unvanlı bir Gök-Türk ileri atıldı.
Fakat, Ch'i-tanlar onu öldürüp kesik başını geri yolladılar.
Diğer Gök-Türk kumandanları buna çok üzüldüler, kesik başa bakamadılar.

Çin askeri taktiği ile başarılı olamayınca Wei Yün-ch'i yeni bir plan hazırladı.
Ch'i-tanların daha önce Gök-Türklere duyduğu kinden istifade etmeyi düşünerek,
onlara bir elçi gönderip yalanla Gök-Türklerin Kao-li (Kore)lerle ticaret yapmak için
Liu kalesine gittiklerini, bu yüzden öldürüldüklerini söyledi.
Bu arada Çin kumandan kendi sınırlarına dönmüştü.
Gök-Türklerin bertaraf edildiğine inanan Ch'i-tanlar,
hazırlıksız bir şekilde 50 li (yaklaşık 28 km) ilerlediler.
Bu sırada pusuda olan Gök-Türk askerleri hızla bunlara saldırdı.
Bozguna uğrayan Ch'i-tanların on binden fazlası yakalandı.
Reislerinin çoğu öldürüldü.
Ele geçen kızların ve sürülerin yarısı Gök-Türklerin,
diğer yarısı Çinlilerin olmuştu [344].

Kaynakça

Gök-Türkler I-II-III, 1 cilt bir arada 2. Baskı, sf: 74, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2014,
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl